2009-07-31

metalci Selami

Şu başımın bakanına "metalci selamı" veren gençleri çok kıskandım. Ben alışkanlıktan Prodigy'e bile o hareketi yaparken, onlar Recep Tayyip Erdoğan'a yapıyorlardı. Herifin gücüne bile gitmiş. Oysa Nine Inch Nails'ın beni gördüğünü sanmıyorum.

Medyaya yansıyışını sevdiğim sayılı gelişmelerden biri oldu bu. Bir noktada CHP İstanbul il başkanının hareketi yapan fotoğrafını bile gördüm. Lakin bir köşe yazısı sinirimi bozdu: Yılmaz Özdil'in Hürriyet'e (veya en azından Hürriyet'in Web sitesine) yazdığı yazı.

"Salya sümük ağlayan metalci olur mu kardeşim?" diyor yazar; "iki tane polisten tırsıyorsan, alt tarafı 3 saat içerde yatmaktan ödün patlıyorsa, burnuna niye haşin çocuklar gibi zincir taktın Allah aşkına? Git, Serdar Ortaç dinle."

Yazarın çıkış noktasını ve yazıda örneklediği "delikanlı metalci" tutumunu takdir etmemek elde değil, ama yine de beni büyük ölçüde rahatsız eden bir şey var burada. "Salya sümük ağlama" diyor. Ben ağlamayayım da kim ağlasın?

İnsanın konser alanında konser dinleyicisi tavırları takındığı için göz altına alındığı, hakkında suç duyuruları yapıldığı dünyanın sayılı ülkelerinden birinde yaşadığım için ağlama hakkım yok mudur?

Savcının, gençlere kime oy verdikleri sorulduktan sonra, "CHP'ye oy verdiğiniz için Başbakan'ı protesto etme hakkınız var" dediğini hatırlıyorum okuduğum haberlerden. Bu mudur yani? Sadece, muhalefet partisine oy verdiğimizden dolayı oluşan bir protesto hakkımız mı vardır?
Ağlayamaz mıyız? Zırlayıp, anamıza gidip "beni de al git" diyemez miyiz?

Bana niye Cem Karaca, Edip Akbayram örnekleri gösteriliyor ki? İçinde bulunduğumuz ahval ve şerait yeterince kötü değil midir? Daha kötüsü bulunduğu takdirde susmamız, yetinmemiz mi gerekir? Ayrıca bu insanlar, anlatıldığı üzere bunca zulme teslim olmayacak kadar erdemli insanlarsa, örnek alınacak noktaları sessizlikleri midir?

\m/

No comments:

Post a Comment